“Tromboanjitis obliterans” olarak da adlandırılan Buerger hastalığı, esas olarak kol ve bacaklardaki orta ve küçük atardamarlarda tıkanıklığa yol açan bir damar hastalığıdır. Her 100 bin kişinin yaklaşık 20’sinde görülen bu hastalığın oluşumundaki en önemli etken sigara kullanımı olarak bilinmektedir. Erkeklerde daha sık görülen Buerger hastalığı, sigara bırakılmadığı zaman ilerleyici bir seyir izler. İlk olarak 1879 yılında von Winiwarter adlı bilim adamı tarafından fark edilen bu hastalık, yaklaşık 30 yıl sonra Dr. Leo Buerger tarafından detaylı olarak tanımlanarak “Buerger hastalığı” adını almıştır. Hastalığın kesin sebebi bilinmemekle birlikte sigara kullanımının bu hastalığa zemin hazırladığı biliniyor. Damar yapısını bozan ve damar içerisinde pıhtı oluşumuna yol açarak damarları tıkayan bu hastalık kol ve bacaklarda dolaşım bozukluğuna yol açar. Bu kişilerin cildi tütüne karşı oldukça hassastır. Hücrelerde, bağ dokusu proteinleri olan tip I ve tip III kollajen’ e karşı aşırı duyarlılık bulunur. Bunla ek olarak kan anti-endotelin hücre antikor düzeyleri ise oldukça yüksektir. Bütün bu bulgular, Buerger hastalığının mekanizmasında bağışıklık sisteminin önemli etkisi olduğunu göstermektedir. Buerger hastalığının, HLA-A9, HLA-A54 ve HLA-B5 doku tipi bulunan kişilerde daha sık olması hastalığın temelinde genetik etkenlerin belirleyici olabileceğini düşündürüyor.
Teşhisi ve Tedavi Yöntemleri
Orta yaş veya altında, yaygın damar sertliği olmayan ve sigara içen kişilerde bacak ve kollarda meydana gelen şiddetli ağrı veya renk değişiklikleri bu hastalığın tanısında önemli bulgular. Kesin teşhis için kol ve bacaklara anjiografi yapılması gerekiyor. Buerger hastalığındaki damar tıkanıklıkları, ateroskleroz denilen ve yüksek kolesterol seviyeleriyle ilişkili olan damar sertliklerinden farklı bir görünüm veriyor. Teşhisden sonra ilk yapılması gereken sigarayı bırakmaktır. Sigara bırakılmadığı taktirde hiçbir tedavi etkili olmaz ve uzuvların kangren olma riski önemli ölçüde artar. Bu kişilerin yaklaşık yarısında, her sene bir uzvun kesilmesi gerekebiliyor. Hastalıklı uzvun enfeksiyonlardan, darbelerden ve soğuktan korunması da oldukça önemlidir. Hastalığın tedavisinde tam bir etkisi olmasa da, pıhtı çözücü ilaçlar, pentoksifilin, damar genişleticiler ve steroidler, kullanılan diğer ilaçlar arasında sayılıyor. Tedavide kullanılan “prostaglandin” benzeri ilaçlar ise şikayetleri önemli ölçüde azaltır ancak maliyeti oldukça yüksektir. Ameliyatla tıkalı damarlara by-pass yapılması tedavi seçeneklerinden bir diğeridir. Ancak hastalığın tedavisindeki en önemli nokta kesinlikle sigaranın bırakılması. Kangren olmadan, erken dönemde yapılan teşhislerden sonra sigara bırakılırsa ileride kangren olma riski sıfır olarak kabul edilir.