Gözün loş ışığa hemen uyum sağlayamaması ve geceleri iyi görememe anlamına gelen gece körlüğü, ender rastlanan bir hastalıktır. Bu hastalıkta gerçek anlamda bir körlük olmaz. Ancak ışık şiddetinin azaldığı akşam saatlerinde kişinin görüşü sağlıklı insanlara göre azalır.
Gece körlüğünün en sık rastlanan nedeni ise A vitamini eksikliğidir. A vitamini eksikliğine bağlı olarak gelişen gece körlüğünün MÖ. 1500 yıllarından itibaren görüldüğü bilinmktedir. Yağda çözünen ilk vitamin olarak bulunan A vitamininin kimyasal yapısı 1937’de ortaya konuldu. A vitamini, gözün parlak ışıktan loş ışığa geçişe uyum sağlaması için oldukça gerekli bir moleküldür. Gözün gerisinde bulunan ve retina denilen ağ tabakasında, koni ve çomak biçimli, ışığa duyarlı iki tür hücre bulunmaktadır.
►Koni biçimli hücreler göz dibinin merkezinde daha yoğun bulunur ve esas olarak parlak ışıkla uyarılırlar. Bu hücreler renklerin ve ayrıntıların algılanmasını sağlamaktadır.
►Çomak biçimli hücreler ise, göz merkezinin çevresinde bulunurlar ve gün ışığında neredeyse hiç işlev görmezler. Bu hücreler çok zayıf şiddetteki ışığa yanıt verir ve loş ışıkta bile nesnelerin görülmesini sağlarlar. Çomak hücreler, siyah ve beyaz ışığa duyarlı olan “rodopsin” adlı bir molekül içermektedir. Protein yapısında olan rodopsin, loş ışıkta görmeyi sağlar. Bu molekül beyaz ışıkta azalıyor, karanlıkta yaklaşık 30 dakika içerisinde üretimi artıyor. Rodopsin, skotopsin ve retinal olarak iki kısımdan oluşmaktadır. Retinal’in yapımı için A vitamini gereklidir. Bu vitaminin eksikliğinde, loş ışıkta görmeyi sağlayan rodopsin yapılamaz ve gece körlüğü oluşur.
Gece Körüğünün Belirtileri
Hastalığın en önemli belirtisi, loş ışıkta görme keskinliğinin azalmasıdır. Buna ek olarak, karanlığa uyum süresi de uzar. Gece görüşüne uyum çoğu kişide yarım saati bulurken hastalığı bulunan kişilerde daha uzun sürmektedir. Gece körlüğü olanların gün ışığında yakınmaları olmaz. Bu kişiler, geceleri normalden daha az uzaklığı ve daha az ayrıntıyı görürlar. Bu durum, özellikle gece araç kullanırken önem kazanmaktadır. Örneğin, yaklaşan bir arabanın farlarını iyi seçebilir ama araba geçtiğinde karanlığa uyum göstermesi daha uzun sürer ve bir süre için yalnızca önündeki kısa bir uzaklığı seçebilir. Bu nedenle, gece körlüğü tehlike yaratabilmektedir.
Gece Körlüğünü Önlemek İçin Ne Yapılmalı?
Gece körlüğünü önlemenin en önemli yolu dengeli beslenmedir. A vitamini hayvansal besin ürünlerinde retinol, retinal aldehit ve retinoik asit şeklinde bulunmaktadır. Ayrıca, sarı ve yeşil sebzelerde bulunan betakaroten, provitamin A olarak adlandırılır ve A vitamini etkisi gösterir. Besinlerle alınan A vitamininin emilimini diyetteki protein ve yağ oranı önemli ölçüde etkilemektedir. Besin içerisindeki protein ve yağ oranı arttıkça A vitamini emilimi de artacaktır. Yetersiz beslenen kişilerde ise A vitamini eksikliği daha sık görülür. A vitamini esas olarak karaciğerde depolanmaktadır. Karaciğer depoları yetersiz olan yeni doğan bebeklerde, bu vitaminin en önemli kaynağı ise anne sütüdür. A vitamini eksikliği için en fazla risk altında bulunan gruplar, büyümenin hızlı olduğu ve günlük ihtiyacın arttığı 5 yaş altı çocuklar ve lohusalardır. Düzenli ve dengeli beslenen kişilerde ve bu annelerin bebeklerinde A vitamini normal düzeylerde bulunur. A vitamini eksikliği tespit edilen kişilerde en kısa sürede A vitamini tedavisi başlanılmalı ve dengeli beslenmeye dikkat edilmesi gereklidir.