Hipertansiyon, arteryel (atardamar) kan basıncı olarak normal kabul edilen sistolik (büyük tansiyon) 140 mmHg ve diastolık (küçük tansiyon) 90 mmHg sınırlarının geçilmiş olmasıdır.
Toplumumuzda nüfusun yaklaşık 1/5’ınde hipertansiyon vardır; bu 15 milyon kişi demektir Hipertansiyon yıllarca hiçbir belirti vermez. Vücudun savunma mekanizmaları -uzun dönemde vücudun aleyhine olacak şekilde bunu sağlarlar
Hipertansiyonla kişilerde kalp–damar hastalığı görülme oranı, normal kan basıncı olanlara göre en az 2 misli; beyin ve sinir sistemi ile ilgili hastalıkların görülme oranı 8 misli, kalp yetmezliği görülme oranı ise 5-6 misli fazladır. Ayrıca böbrek fonksiyonlarında bozulmaya sebep olan en önemli faktörlerden biri hipertansiyondur. Bu sonuçlara hem sistolik hem de diastolik kan basıncı yükseklikleri sebep olmaktadır.
Bu öneminden dolayı tanınması ve tedavi edilmesi şarttır. Bu da ancak kişilerin zaman zaman doktor kontrolünden geçmesi ile sağlanabilir. Özellikle ailevi risk taşıyanlar ve doktorlar bu tanıyı koyarken çok dikkatli olmalıdırlar. Çünkü hipertansiyon tanısı koymak psikolojik ve sosyoekonomik etkileri bakımından önemlidir; hastanın hayat boyu tedavisi gerekecektir. Uygun zaman ve zeminlerde, en az 2-3 kez uygun âletlerle kan basıncı ölçümleri yapılmalıdır.
Yaşla birlikte sistolik kan basıncında bir artış olmaktadır. Hipertansiyonlu kişilerin %80’i diastolik kan basıncı 90-104 mmHg arası olanlardır.
Hipertansiyon Sebepleri
Hipertansiyonun %95 oranında sebebi bilinmiyor ve bu tıp hipertansiyona esansiyel veya primer hipertansiyon demliyor. Burada birçok faktörün rol oynadığı biliniyor. Bu faktörler hormonlar, otonom sinir sistemi, santral sinir sistemi, damar, düz kas hücreleri vs. olarak sayılabilir Konu ile ilgili olduğundan öncelikle kan basıncı kavramını açıklamakta fayda vardır. Kan basıncı şöyle bir formülle gösterilir;
Kardiyak output, kalbin 1 dakikada attığı kan hacmidir. İşte bu formülde gösterilen iki elemana etkili olan ve dengeyi sağlayan her faktör, kan basıncının ayarlanmasında rol alır. Eğer bu dengeyi bozacak bir durum meydana gelmişse kan basıncı ayarlanamaz. Sonuçta vücuttaki damar hücrelerinde Na ve Ca alışverişi ile ilgili dengesizlikler üzerinde durulmaktadır.
% 5 oranında ise sebep bilinmekte olup, bunların başlıcaları şöyle sıralanabilir:
Hem Sistolik Hem Diastolik Kan Basıncını Arttıranlar
- Böbrek hastalıkları.
- Böbrek dokusu (parenkim) hastalıkları
- Böbrek damar hastalıkları
- Endokrin (Hormonal sistem) hastalıkları
- Feokromositoma
- Primer hiperaldesteronizm
- Cushing sendromu
- Akromegali
- Konjenital (Aorta koarktasyonu)
- Doğum kontrol hapları ve gebelikle ilgili
- Nörolojik durumlar
Sadece Sistolik Kan Basıncını Arttıranlar
- Yaşlılık
- Azalan periferal damar direnci (Arterio-venöz fistülleri beriberi gibi)
- Artmış kardiyak output (Tirotoksikoz aort yetmezliği gibi)
Hipertansiyon sebebi araştırılırken, özellikle bazı kişiler üzerinde daha dikkatli incelemeler yapılmalıdır. Bunlar;
- 20 yaşından önce veya 50 yaşından sonra hipertansiyonu ortaya çıkanlar
- Kan basınç seviyeleri 180/110 mmHg’dan fazla olanlar
- Organ harabiyeti olanlar (göz kalp, böbrek gibi)
- Sebebi bilinen hipertansiyonu düşündürecek bulguları olanlar
- Tedaviye cevap vermeyenler
Hipertansiyonlu Kişilerin Şikâyetleri
Hipertansiyonla ilgisi olduğu düşünülen baş ağrısı, burun kanaması, kulak çınlaması baş dönmesi ve bayılma gibi şikâyetlerin bulunma oranı, normal kan basıncı olan kişilerde bunların görülme oranına göre daha fazla değildir. Ancak hipertansiyon komplikasyonları ortaya çıktığında oluşan şikâyetler, hipertansiyona has olacaktır.
Hipertansiyonda En Çok Etkilenen Organlar
Beyin, kalp ve böbreklerdir. Bütün bu organlardaki damar yapısını bozarak ve arteriosklerozu (damar duvarında yağ birikimi ile başlayıp devam eden hastalık) hızlandırarak organların fonksiyonlarını bozar. Beyinde, “Stroke” olarak adlandırılan beyin kanaması, beyin damarlarında tıkanma ve pıhtı kopmaları ile tıkanmalara neden olur. Kalpte, kalp damar hastalıklarını hızlandırır ve kalp yetmezliğine sebep olur. Böbrekte ise böbrek yetmezliği yapar
Hipertansiyonlu Hasta Ne Yapmalıdır?
Hipertansiyonunun sebebini, derecesini ve yaptığı etkileri değerlendirecek bir uzman doktora başvurmalıdır. Bu uzmanın yapacağı muayene ve laboratuvar incelemelerine göre vereceği kararlara ve tavsiyelere uymalıdır. Doktor, hastayı kan basıncının seviyesi, etkileri ve diğer risk aktörleri (sigara, kanda yağ yüksekliği, diabetes mellitus yanı şeker hastalığı gibi) yönünden değerlendirecektir. Tedavi tamamen doktor tavsiyesi altında yapılmalıdır.
İlâç dışında uyulması gereken ve yapılması gerekenler de şunlardır;
- Aşırı kiloları vermek
- Alınan tuz miktarını kısıtlamak
- Alkollü içkilerden vazgeçmek
- Sigarayı kesmek
- Hareket (uygun spor) yapmak
- Ruhi ve bedeni rahatlık sağlayıcı tedbirler almak
Hipertansiyonda Hasta-Doktor İlişkisinde Genel İlkeler
- Hasta hayat boyu tedaviye devam edecek. Bunun sebepleri hastaya anlatılacak
- Hastanın kan basıncı, mümkün olan en az ilâçla ve en az dozda kontrol akına alınmış olacak
- Hasta, aldığı ilâç hakkında tam bilgiyle donatılacak, ilâcın yan etkilerini bilecek
- Hasta aldığı ilâcı kendiliğinden kesmeyecek mutlaka bir doktor tavsiyesi ile azaltacak, artıracak veya kesecektir
- Hastanın bir güvencesi yoksa mümkün olan en ucuz ilâç tercih edilecek
- Hastaya ilacın her şey demek olmadığı ilâca rağmen uyması gereken diğer kurallara uymadığı takdirde ilacın faydasının sınırlı olacağı anlatılacaktır