300 gram ağırlığında, koyu kırmızı bir rengi ve aslında pek sevimli olmayan bir şekli vardır. Ligament denen bağlarla göğüs ortasında asılı olarak bulunur. 15 santimetre uzunlukta, en geniş yerimden ölçülünce 10 santimetre genişlikte armuda benzer bir şekilde organdır. Sadece çok çalışan dört hücreli bir pompadır. Aslında iki pompası vardır, bunlardan biri kanı ciğerlere öteki ise bütün vücuda gönderir. Her gün 100.000 kilometre uzunluktaki kan damarlarına pompalar. Bu da 150.000 litrelik bir tankeri dolduracak miktar demektir.
En Güçlü Kas Kalp Kaslarıdır
Nazik ve kolay kırılabilen bir organ olarak düşünülür. İnsan ömrü boyunca 300.000 tondan fazla kan pompalar. Bir yüz metre koşucusunun bacak kaslarından veya bir ağır sıklet boks şampiyonunun kol kaslarından iki kat daha sıkı çalışır. Bu kaslar kalbin çalışma temposuna benzer çalışacak olsalar birkaç dakika sonra iflas ederler. Vücut içinde kalp kadar kuvvetli bir kas mevcut değildir. Yalnız çocuk doğurma sırasında bir kadının uterus’unu bundan istisna etmek lazımdır. Fakat bu uterus (rahim) kasları da bu işi kalp gibi gece gündüz 70 yıl yapamazlar.
Kalp Hiç Dinlenir Mi
Kalp atışları arasında istirahat eder. Sol karıncığının büzülerek kanı vücuda yollaması için geçen zaman bir saniyenin onda üçü kadardır. Bundan sonra yarım saniye kadar bir istirahat zamanı vardır. Uyurken vücut kılcal damarlarının büyük bir kısmı çalışmaz. Bu durum kalbin bu damarlara kan göndermemesi demektir ki, dakikadaki vuruş sayısı 72’den 55’e düşer.
Sessiz bir ortamda kalp vuruşları daha rahat duyulur. Bu sesler kalp kapakçıklarının açılış kapanış sesidir. Bu sırada vuruşlardan birisi boş geçilebilir. Bundan kuşkulanmak yersizdir. Bir arabanın yakma sisteminde olduğu gibi, zaman zaman kalp yakma sisteminde de kısa süren vuruş atlamaları olabilir. Kalp kendi elektriğini kendi jeneratörüyle üretir ve darbeler göndererek kalbi harekete geçirir. Bazen yanlış bir yakma yapabilir, bir darbeyi öteki üzerine bindirir. İşte bu zamanda sanki vuruşlardan birisi boş geçmiş gibi olur, fakat olmamıştır.
Endişeli zamanlarda da kalp hızlı çalışır. Sakinleşildiğinde kalp de sükunet bulur. Eğer sakinleşme olmazsa, kalbi yavaşlatmak için başka bir çare vardır. Vagus sinirleri bir çeşit fren vazifesi yapar. Bunlar enseden, kulakların arkasından ve çene mafsalından geçerler. Buraya yapılan hafif masaj kalp atışlarını yavaşlatır.
Her şeyden kalp suçlanır; yorgunluk, baş dönme nöbetleri v.b. gibi fakat onun yorgunlukla kalbin pak az ilgisi vardır. Zaman zaman hissedilen baş dönme nöbetleri de kulaklardan ileri gelir. Masa çalışması yapıldığı zamanlarda göğüste keskin bir acı duyulur. Bir kalp krizi geçirmek üzere olduğu sanılarak korkulur. Aslında bu acı birkaç saat önce yenen ağır bir yemekten ötürü sindirim sisteminden gelmektedir.
Kalpte bir rahatsızlık olduğunda veya fazla bir heyecan, çaba sonunda usulen bir ağrı sinyali gönderir. Bununla vücuda yüklenen işin yürütülebilmesi için yeteri kadar beslenmemiş veya kondisyon olmadığı beyne bildirilir.
Kalp de beslenmesini kan vasıtasıyla sağlar. Vücut ağırlığının 1/200’ü kadar olduğu halde kan miktarının 1/20 sine ihtiyaç duyar. Bunun anlamı vücudun diğer organlarına ve dokularına oranla yaklaşık olarak on kat daha fazla kan tüketiyor demektir.
Kalp besinini dört odacıktan geçen kandan çekmez. Bu beslenmeyi bir ağaç gibi iki dala ayrılan ve sonra da bütün çeperimi kaplayan koroner damarları aracılığıyla sağlar. İşte burası kalbin en zayıf yeridir. Buradaki bir sıkıntı ölümün en büyük sebebidir.
Kalp Rahatsızlıkları
Bunun tam olarak neden ileri geldiği bilinmez. Fakat bazı insanların yaşantısının ilk zamanlarında bazen de doğum sırasında koroner damarlarında yağlı birikintiler hasıl olmaya başlar. Bunlar atardamarı yavaş yavaş veya bir pıhtı hasıl ederek birden tıkayabilir.
Bir atardamar tıkanınca, onun beslediği kalp kısmı da ölür. Burada genellikle bir tenis topunun yarısından daha büyük olmayan bir yara izi dokusu oluşur. Kalp krizinin tehlike derecesi tıkanan atardamarın büyüklüğüne ve durumuna bağlıdır.
Kalp krizi geçirmiş olmak her zaman bilinmez. Göğüsteki küçük bir sancının etkisi hissedilmeyebilir. Tıkanan damar kalbin arka tarafında küçük bir atardamar ise ölü dokuları süpürüp atmak ve bu bölgeyi nohut büyüklüğünde bir yara izi bırakarak yeniden düzeltmek kalbin iki haftasını alır.
Sık sık kalp krizi geçiren bir aileden geliniyorsa kalbin bazı rahatsızlıklar verme olasılığı daha yüksektir. Aileden miras gelen bu duruma karşı konulamaz fakat tehlikeyi asgariye indirmek için de birçok şeyler yapabilir.
İlk önce fazla kilolardan kurtulmalıdır. Karın bölgesindeki yastık gibi şişmeler hafife alınmamalıdır. Şişmanlayarak alınan her fazla kilo için kılcal damarlar 600 km daha uzayacaktır. Bu yeni şişmanlık hücrelerine kan gönderebilmek için kalbin fazladan büyük bir yükün altına girmesi demektir.
Bu noktada kan basıncı konusu önemlidir. 45-50’li kan basıncının üst sınırı 14/9 dur. 14 büzülme anındaki yani kan bastığım zamanki basıncı, 9 da vuruşlarınki arasında istirahat zamanındaki basıncı göstermektedir. Küçük sayı daha önemlidir. Bu sayı ne kadar yüksek olursa kalp o kadar az istirahat ediyor demektir ve yeteri kadar istirahat edemeyen bir kalp de kendisini ölüme doğru koşturuyor demektir.
Kalp Sağlığı
Kan basıncını emniyetli bir seviyede tutulması için yapabilecek çok şey vardır. Bunlardan birincisi fazla kilolardan kurtulmaktır. Sigara da başka bir tedbirdir. Günde iki paket sigara içmek demek her 24 saatte 80—120 miligram nikotin almak demektir. Bu oldukça tehlikeli bir miktardır. Bu özellikle ellerde ve ayaklardaki damarların büzülmesine ve böylece kalbin yenmeye çalışmak zorunda olduğu basıncın artmasına sebep olur. Bu durum karşısında tabii daha yüksek bir tempo ile çalışmak zorunda kalımır. İçilen bir sigara vuruş sayısını normal 72 den 80 e çıkarır.
Devamlı yıpratıcı çabalar böbreküstü (adrenal) bezlerinin çok miktarda adrenalin ve noradrenalin üretir. Bunlar da aynı nikotininin yaptığı olumsuz etkileri yapar. Yani damarları daraltır, kan basıncını artırır ve kalbin de hızlı çalışmama sebep olur.
Vücut rahatlarsa kalp de rahatlar. Her zaman ateş almaya gider gibi telaşla hareket edilmemelidir. Fırsat oldukça kısa da olsa dinlenmek fayda sağlar. Egzersiz yapmak da başka bir tedbirdir. Tenis kortunda şuraya buraya olanca hızıyla koşulduğunda da kalbin çaloşma temposu normalin beş misline yükselir. Yapılması gereken hafif egzersizlerdir. Günde birkaç kilometre yürümek çok yararlıdır. Birkaç katı yürüyerek çıkmak zararlı değildir. Bunun gibi küçük şeylerin pek çok faydaları vardır. Yağlı birikimler şimdiden bazı atardamarları tıkamaya başlamış olabilir. Düzenli egzersizler yeni kan akım yollarının oluşmasına sebep olur. Böylece eğer bir atardamar tıkanırsa kalbi besleyecek başkaları var demektir.
Sonuncu tedbir olarak perhiz gelir. Yağlar atardamarlarda bazı trombozlar oluşmasına sebep olur. Ağır ve yağlı bir yemekten sonra kandaki küçük yağ habbeleri kırmızı kan hücrelerini çamurlu bir karışım halinde birbirine yapıştırır. Kalbin kılcal damarlara yollayacağı şey bu hale gelmiş bir maddedir. Tabii bu İşin kolay olmayacağı açıkça ortadır.
Kalp sağlığı için biraz incelmek, düzenli egzersiz yapmak, biraz istirahat etmek, yağlı yemeyi ve sigara içmeyi azaltmak fayda sağlar. Bunlar yapıldığı taktirde kalp daha uzun bir süre çalışmaya devam edebilir.