Pratik amaç yönünden saç pek de yararlı sayılmaz ve vücut kısımları içinde işi olmayan birkaç tanesi varsa, bunlardan biri de saçtır. Amma insan kendisi için ölüm kalım meselesi teşkil eden vücut organlarının bir çoğundan daha fazla saçla ilgilenir. İnsan başında yaklaşık sayısı 56.789’u bulan saç ve vücudunun başka yerlerine yayılmış olan milyonlarca hemcinsi kıl bulunur.
Saçlar, çeşitli boylarda ve şekillerde oluşur. Kaşlarda gergin ve kısa, başta uzun ve yumuşak, vücudun başka yerlerinde de tüy gibi yumuşak ve hemen hemen gözle görünmeyecek kadar belirsiz olur. Başta yüz bin kadarı bulunur ki, bunun yalnız otuz bin kadarı sakaldadır. Vücutta en hızlı büyüyen dokuyu teşkil ederler. Ortalama bir insan her yıl 14 santimetre sakal ve 12.7 santimetre de baş saçı üretir.
Saçlar ilkel insana iyi hizmet ederdi. Kaşlar gözleri korurdu. Yüzdeki kıllar kışın sıcaklık sağlardı. Kasıklar ve koltuk altındakiler de buraların sürtünerek kızışmasını önlerdi. Fakat bu görevlerin önemi şimdi hayli azalmıştır, örneğin askerlikte sakalı tıraş etmek bir gereklilik halini almıştır, öte yandan bıyık ve sakal başlarını uzatmak ta hoşgörü ile karşılanmaktadır.

Saç Yapısı
Saçlar neydir ve nereden gelir? Üstderi tabakasının altında bulunan ve kan damarlarıyla sinirleri kapsayan Dermi (Corium) tabakasının içine 32 milimetre derinliğe kadar gömülmüş halde bulunan bir kesecik (folikül) vardır. Bu kesecik, bayağı küçük bir saç imalâthanesi olup, burası 7 yıl süre ile günde 24 saat çalışarak, şaşırtıcı ve karmaşık işler yapar ve sonra istirahat ve tamir için durur. Belirli bir istirahat süresinden sonra kesecik tekrar çalışmaya ve üretim yapmaya başlar. Saçlar genellikle dökülür ve yeni saçlar yerini alır. Bir insanda ortalama başındaki saçlardan günde 75 kadarı dökülür.
Bebek, anne karnına düştükten iki ay sonra kesecikler teşekkül etmeye ve bunlar da Lanugo denen çok yumuşak saçlar üretmeye başlar. Bebek 7 aylıkken de bütün vücudu bu saçlarla kaplanır.
Çocukken vücudunun birçok kısımlarını ayva tüyü adı verilen çok yumuşak kıllar örter. Ergenlik zamanın da bu yumuşak ayva tüyleri değişmeye ve şimdiki normal saç ve kıllar çıkmaya başlar. Saçlarla ilgili garip bir olay da, bazen baştaki birçok keseciklerin soysuzlaşarak; ergin saç yerine ayva tüyü saç üretmeleri veya bu keseciklerin büsbütün kapanmalarıdır. Bu hal bildiğimiz çıplak başlılık, daha açıkçası kelliktir. Erkeklerin yüzde büyük bir kısmı orta yaşlarında ya tamamıyla veya kısmen çıplak başlı olurlar. Kadınlarda bu hal erkeklere oranla çok azdır.
İhtiyarlık yaşına ulaşılınca, imalâthane de küçüleceği için saçların çapı da küçülür. Genel bir kural olarak kalitesi de düşer.
Baştan bir saç koparıldığı zaman bu saçın dip tarafında küçük bir topuz görülecektir. O zaman da buradan tekrar saç çıkmayacak diye endişe edilecektir. Hayır, çıkacaktır. Bu topuz saçın kesecik içinde kalan, saçı tutan ve koruyan kök kısmıdır.
Saç keseciğinin esas ürünü proteindir. Saçlar hemen hemen tamamıyla proteinden yapılmıştır. Kesecik gibi küçücük bir şeyin o kadar karışık bir ürüne dönüşmesi çok şaşırtıcıdır. Üst tabakası bir çatıyı örten kiremitler gibi, birbiri üzerine bindirilmiş hücrelerden teşekkül etmiştir. Bu tabaka dayanıklılık ve koruma sağlar. Orta tabakası daha olgun ve uzun hücrelerden yapılmış olup, bu da asıl saçın gövdesini teşkil eder. Saçlar oldukça esnektir ve bazı hallerde boyu uzayabilir ve şaşılacak kadar da kuvvetlidir, yaklaşık 85 gramlık bir ağırlığı çekebilir.
Kesecikler, bu karmaşık yapıtı meydana getirmek için saç hücrelerini oluşturmuş ve düzenlemiş ve çok küçük zerreler halinde bir boya maddesiyle de boyamıştır. Saç rengi bu zerrelerin (granüllerin) sayısına ve dağılışına tabidir. Buna göre saçlar kahverengi, siyah, sarı ve sarı kırmızı renkte olurlar. Ayrıca her kesecik saçı yağlayan ve onu su ile ıslanmaz hale koyan bir yağ beziyle de bağlantılıdır.
Yeni üretilen saç hücreleri canlıdırlar. Bunlar saç kanalından yukarı doğru çıktıkça boynuzlaşma (keratinizasyon) denen bir sertleşme işlemine tabi olmaktadırlar. Cilt yüzeyi üstündeki saç kısmı ölüdür. Saçların yapılmış olduğu keratin maddesi ineğin boynuzlarında, ördeğin tüylerinde ve keçinin tırnaklarında da vardır.
Vücuttaki keseciklerin saç üretme hızları yerine göre değişiktir. Bazıları, örneğin kaşlar ve kirpikler, çoğu zaman istirahat halinde veya durgundurlar. Baş saçı keseciği ise en çalışkan olanıdır. Ayda yaklaşık 1.3 santimetre boyunda saç üretir. Sakalı çıkaran kesecikler ise biraz daha hızlı çalışırlar. Her ne kadar kadınlarda erkekler kadar keseciklere sahip ise de onun kesecikleri oldukça değişik tipte bir saç üretir. Kadınların vücut ve yüz kılları çoğu kez ince ve hemen hemen görünmez tüyler halindedir. Bunlar çocukken vücudunu kaplayan ayva tüyleri gibidirler.
Saç Çeşitleri
Kesecikler düz, dalgalı veya kıvırcık saçlar üretirler. Kesitleri yuvarlak, oval veya yassı olmak üzere üç ana şekilde olur. Yuvarlak kesitli olanlar düz saçlardır. Oval kesitli olanlar dalgalı ve yassı kesitli olanlar da kıvırcık saçlardır. Tabii bunlar arasında olanlar da vardır. Kesit yassılaştıkça kıvırcıklık derecesi artlar. Yuvarlaştıkça da düzleşir.
İnsan yaşlandıkça saçlarda aklar görünmeye başlar. Bu, saç boya bezlerinin üretimini yavaşlatmasından ileri gelmektedir. Zamanla bunlar çalışmalarını büsbütün durduracaklar ve o zaman saçlar tamamıyla ak olacaktır.
Bir anlamda saçlar vücutta olan bitenler hakkında rapor da verir. Alınan az miktardaki maddeler, özellikle madenler saç ve kıllarda hemen kendini gösterir. Bugünün motor egzozlarından çıkan kurşun bileşimi nedeniyle meydana gelen hava kirlenmesinden çok kuşku duymak gerekir. Eğer elimizde bugün, büyükbabalarımızın saçından bir parça bulunsaydı, bunda kendi saçımızdakinden birkaç kat çok kurşun bulunduğunu görecektik. Büyükbabalarımız bunu da kurşun su borularından ve kurşun emayeli topraktan yapılmış kaplardan almış bulunuyordu. İçtiğimiz çaya birisi arsenik karıştıracak olsa, iyi bir kimyacı saçı tahlil ederek 48 saat içinde kendisine arsenik verilmiş olduğunu anlayabilir.
Aslına bakılırsa saçların kan ve idrar tahlilleri yanında hastalıkların teşhisinde de yardımcı olur. Bir elektron mikroskopu ile bakıldığı zaman veya bir röntgen analizi yapıldığı zaman, bazı irsi (kalıtımsal) hastalıklara veya başka şeylere sahip olup olmadığı anlaşılır.
Saç Sağlığı
Sağlığı tamamıyla insanın genel sağlık durumuna tabidir. Yüksek ateşle seyreden çeşitli birçok hastalıklar ki bunlar arasında Kızıl ve Pnomoni (Zatürree) de bulunmaktadır, keseciklerin bir süre çalışmadan kalmasına sebep olabilir. Anormal bir durum, örneğin devamlı bir duygusal gerilim hali, anormal derecede çok sayıda keseciğin üretimi durdurmasına ve dolayısıyla geçici bir baş çıplaklığına (dazlaklığa) yol açabilir.
Ölümden Sonra Saçlar Uzar Mı?
Yaygın olan bir genel inanış, saçların ölümden sonra da uzadığıdır. Bu doğru değildir, ölümden sonra deri incelir ve çekilir. Bu hal deri alımda bulunan bir kısım kılın daha meydana çıkmasına ve dolayısıyla de kıl boyunun daha uzamış görünmesine sebep olur. Başka bir inanış da traşın saçı kalınlaştırdığı ve sertleştirdiğidir. Kadınlar bacaklarını tıraş ettliği zaman bundan çok kuşku duyar. Bu da doğru değildir. Üçüncü bir inanış da çıplak başlılığın fakir bir kan dolaşımından çok fazla güneşten veya çok az güneşten ileri geldiğidir. Bunların hiçbiri doğru değildir. Kabul edelim ki birinin başında bir fincan tabağı büyüklüğünde çıplak bir yer var. Ensesinden 8/10 saç kapsayan küçük deri parçaları aldırarak bu çıplak yere naklettirebilir. İşte bu nakledilen parçalar, saç bitmez sanılan yerde yeniden saç yetişmesini sağlayacaktır. O halde burada, baş derisinin zayıflığından veya fakir kan dolaşımından daha çok alelade bir baş çıplaklığı (kellik) söz konusudur.
İrsiyet (kalıtım) burada büyük rol oynar. Eğer babalar çıplak kafalı ise, çocukların da çıplak kafalı olması ihtimali yüzde 50’dir. Eğer babasıyla birlikte büyük babası da çıplak kafalı idiyse kendisinin de öyle olması ihtimali daha da artar. Bezler de saçta rol oynar. Büluğ (ergenlik) çağında erkeklik bezleri çok miktarda Testosteron hormonu üretmeye başlar. O zaman hemen, önceleri çıplak olan yerlerde, yani apış arasında, koltuk altlarında, göğüste ve bacaklarda erginlik kılları çıkmaya başlar. Yüzdeki ayva tüyü koyulaşır ve sertleşir.
Hormonlar kadın saçını da etkiler. Gebelik sırasında çok miktarda kadınlık hormonuna sahiptir. Bu devrede saçlarının hızla çoğaldığını ve gürleştiğini görecektir. Doğumdan birkaç ay sonra saçlar tarak dolusu dökülmeye başlar. Bundan korkulur ve çıplak kafalı olacağım diye kara kara düşünmeler başlar. Hâlbuki korkmaya sebep yoktur. Kısa bir süre sonra normal hormon düzeni yerine gelir ve saç problemi de sona erer. Fakat eğer kadın, fazla erkeklik hormonu almışsa, sonuç felâket olur. Normal olarak kadınların adrenal (böbrek üstü) bezleri çok az miktarda erkeklik hormonu üretir. Fakat bir tümör (ur) bu bezleri aşırı üretime zorlarsa, o zaman kıllarda daha gür ve çok çıkar.
Tiroid hormonu da saç bakımımdan rol oynar. Çok fazla tiroid hormonu, saçın bol üremesine, azı da saçın donuk ve dökülmeye eğilimli olmasına sebep olur.
Öteki organlar gibi, saçların da başınızı derde sokan bir sürü hastalıkları vardır. Keseciklerde küçücük tümörler olur ve bunlar bu kesecikleri tahrip eder. Halka halinde gelişen bir çeşit mantar hastalığı (Ringworm) bunlardan biridir. Fazla A vitamini gibi bazı ilâçlar saç dökülmesine neden olur. Virüslü ve bakterili hastalıklar da musallat olurlar. Acayip bir hastalık da bölgesel kellik (Alopecia Areata), yani saçların yer yer küçük daireler halinde dökülmesidir. Doğrusu bunun nedenini tam olarak bilinmiyor. Bunda irsiyetin bir rolü olduğunu sanılıyor.
Saç Bakımı
Saç bakımına gelince, tozlar, bakteriler ve başka artıkları toplamaya çok eğilimli olduğumuz için bizleri haftada bir veya daha fazla şampuanla yıkamak iyi bir tedbirdir. Yaz güneşinde çok kalmak saçı kurutur. Kolay kırılır hale getirir ve rengini soldurur. Korumak için eşarp veya geniş kenarlı şapka kullanınız. Tuzlu veya klorlanmış suda yüzdükten sonra şampuanla yıkamak ve durulamak bizi kuruluktan korur.
Aksi halde verilebilecek en iyi öğüt şudur: Vücutlarınızı sağlıklı tutunuz, o zaman saçlarda sağlıklı olur, irsiyet (kalıtım) kafasını bir daha dönmemek üzere terk ettiği zaman yapılabilecek (saç ektirmekten başka) fazla bir şey yoktur. Saç incelmeye ve beyazlaşmaya başladığı zaman, saç boyasına başvurabilir. Fakat bunda da yine kaderi değiştirmek için yine yapılabilecek fazla bir şey yoktur.