Stanford Üniversitesi Bağışıklık, Organ Nakli ve Enfeksiyon Enstitüsü’nden öğretim üyesi David Furman ve ekibi, insanlar ne kadar kafein tüketirlerse vücutlarının kronik iltihaplanma karşısında daha dirençli olduğunu tespit etti.
Araştırmada Furman ve çalışma arkadaşları genç ve yaşlılardan oluşan 100 kişinin kan örneklerini inceledi. Yaşlıların iltihaplanmayla bağlantılı bazı genlerinde gençlerinkine göre daha fazla hareket gözlendi. Ancak insanlar yaşlandıkça vücutlarındaki iltihaplanmaların da artması doğal bir durumdur. Diyabet, yüksek tansiyon, kalp sorunları, kanser, eklem sorunları ve Alzheimer hastalığı gibi yaşlılığın bütün kronik hastalıklarında iltihaplanmanın görüldüğü biliniyor. Furman, bunların çoğunun aslında yaşlılığın değil iltihaplanmanın sebep olduğu hastalıkları olduğunu belirtmiştir. İltihaplanmaya bağlı genler ne kadar aktif ise kişinin yüksek tansiyon ve damar tıkanıklığı çekmesi ihtimali de o kadar artıyor.
Bu sağlık sorunları düşük seviyede görülen yaşlı insanların ortak bir noktada buluştuğu gözlemlendi: hepsi de düzenli olarak kafein tüketiyorlardı. Günde 5 fincandan fazla kahve içenlerin iltihap yapan genlerinde çok düşük seviyede aktivite gözlemlendi. Araştırmacılara göre kafein bu devreyi engelliyor ve iltihap yapan yolu kapatıyor.
Bilim insanları, asıl amacın iltihaplanmayı tamamen ortadan kaldırmak olmadığını da vurguluyor. Aksine iltihaplanma, bağışıklık sisteminin enfeksiyonlarla savaşmak ve potansiyel toksik bileşenleri atmak için kullandığı önemli bir işlevdir. Ancak vücut yaşlandıkça bu süreç, genç bir vücuttaki kadar etkili çalışmıyor. Yaşlanma esnasında vücudumuzun iltihaplanmayı kontrol etmede daha etkisiz hale geldiğini belirten Stanford Enstitüsü yöneticisi Mark Davis, “Bu yeni araştırmayla birlikte iltihaplanmayla ilgisi olmadığı düşünülen spesifik bir yolak (pathway) daha keşfetmiş bulunuyoruz” dedi.
En önemli nokta, iltihaplanma tepkisinin ne zaman kontrolden çıktığını saptayabilmektir. Furman ve ekibi, 1000 katılımcının bağışıklık sistemini inceleyeceklerdir. Araştırmadan elde edilecek verilerle, bağışıklık sistemi bileşenlerinin oluşturduğu referans aralığına bakılıp, kişilerin bağışıklık düzeylerinin normal mi, yoksa kronik hastalık riski altında mı oldukları belirlenebilecektir. O zamana kadar iltihaplanma seviyesi düşük bulunan kafein tüketicilerinin yolundan ilerlemek en azından bir iki fincanlık bile olsa fena fikir olmayabilir.
KAYNAK: http://time.com/4634553/is-coffee-bad-aging-caffeine/?xid=newsletter -brief