Kameranın tarihi, M.Ö. 4. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Kamera obscuranın veya iğne deliği kameranın kökeninde yer alan prensip Çinli düşünür Mozi’ye aittir. Mozi’nin ileri sürdüğü düşünceyle optiğin bazı kuramlarının temeli atıldığı söylenebilir. Bu düşünce, ışığın doğrusal çizgiler halinde yayılmasından kaynaklı kamera obscurada oluşan görüntünün baş aşağı olacağıdır.

Aristo’nun yazılarında bahsedilen kamera cihaz, bugün kamera olarak bildiğimiz şey değildir (ürettiği görüntüleri kaydedemiyordu), ancak modern fotoğrafik cihazların öncüsüdür. Kameranın temel prensibi şaşırtıcı bir şekilde antik zamanlardan bu yana değişmeden kalmıştır.

Modern Bir Kamera Obscura

Kamera Obscura (Latince kelime anlamı karanlık odadır) ışığın girebileceği küçük bir nokta dışında kapalı karanlık bir alandır. Sonuç, giren ışığın karşıdaki duvarda 180 derece döndürülmüş görüntüsüdür. Bu cihazların görüntüyü yakalama imkanı olmamasına rağmen, görüntü elle takip edilebilmektedir. Kamera obscura’nın en eski versiyonları aslında tam boy odalardır. Önümüzdeki 2200 yılda tek önemli tasarım geliştirme, boyutun kolayca nakledilebilecek noktaya indirgenmesi olmuştur.

Kamera Obscura fikrini açık bir tanımla keşfeden, Alhazen’dir. Bu da ilk iğne deliği kamerasının icadına yol açmıştır. Kısaca Kamera Obscura, renk ve perspektif korunmuş bir görüntü üretmektedir. İlkel olmasına rağmen doğru bir görüntü elde ediliyordu.

Joseph Nicéphore Niépce

Kamera tarihindeki bir sonraki ilerleme ise 1816’da Fransız mucidi Nicéphore Niépce tarafından gerçekleşmiştir. Aslında litografiden etkilenerek, ışığa duyarlı yüzeyde görüntü elde edebilmek için  helyografi yöntemini geliştirmiştir. Niépce , doğa görüntüsü yakalayabilmek için camdan giren ışığı kullanmıştır.Görüntüyü basmak için ise bitüm ve kalay da dahil çeşitli malzemeler denemiştir. Işığa maruz kaldığında koyulaştıran gümüş klorürle kaplı kağıdı küçük bir kameraya yerleştirir.  Bu şekilde ilk fotoğraf çekilmiş olur. Ancak kısa sürer. Geri kalan gümüş klorürü kaldırmak veya görüntüyü korumak için herhangi bir imkan olmadığından görüntülenme sırasındaki koyulaşma devam etmiştir.

1826’ ya gelindiğinde Niépce, gümüş klorürü bitüm ile değiştirir. Bu madde ışığa maruz kaldığında sertleşmiş, kalan malzemenin erimesi bugünkü fotoğrafa benzer bir fotoğrafa ulaşılmasına imkan tanımıştır.

Dagerreyotip

Niépce, 1839’da Louis Daguerre ile birlikte pratik bir fotoğrafik cihaz yaratmak üzere bir araya gelir. İyot buharı ile işlenmiş gümüş kaplı bir bakır levha kullanırlar. Görüntü yakalandıktan sonra, fotoğrafı geliştirmek için cıva buharına maruz bırakılmıştır. Bu şekilde fotoğraf elde etme yöntemine dagerreyotip denir. Elde edilen fotoğrafın korunması için de tuz çözeltisi kullanılır.  Bulunan bu icat piyasa sürülmeden önce Niépce  ölür.

Modern filmde üretilen negatif görüntü yerine, tek bir pozitif görüntü üretilmiştir. Görüntüyü çoğaltmak için ise hiçbir teknoloji mevcut değildi.

Bir yıl sonra, William Henry Fox Talbot kağıt üzerine negatif bir görüntü oluşturmak için gümüş iyodür kaplaması kullanan bir kalotip süreci geliştirmiştir.

19.yy Ve Sonrasındaki Gelişmeler

1871 yılına gelindiğinde, Richard Leach Maddox ilk jelatin negatif plakayı icat eder. Bu buluş, tripodları gereksiz hale getiren ilk “anlık” resmi yaratmıştır. Bu buluş elle tutulan kameraların başlangıcıdır. Çünkü artık görüntü elde etmek için büyük hacimli kameralara ihtiyaç yoktu.

George Eastman 1885’de kağıt filmi üretmeye başlar. Eastman ,bilinen Kodak fotoğraf makinesi üretir. Makine, sabit odaklı mercekten ve bir tek deklanşör hızdan oluşuyordu. Fotoğraf makinesi, 100 resim için yeterli filmle donatılmıştı. Kodak’ın fotoğrafları işlemek ve her rulonun sonunda filmi yeniden yüklemesi gerekmektedir. Bu kameralar şaşırtıcı derecede düşük fiyatlıydı ve bu buluş, kitlesel olarak pazarlanan fotoğrafçılığın başlangıcıdır.

Oskar Barnack, 1913 yılında herkesin kullanabileceği daha küçük bir kamera icat etme ihtimalini araştırmaya başladı. Bunun sonucunda Leica fotoğraf makinesi ortaya çıkar.

Yıllar geçtikçe, kameralar küçülür  ve daha sofistike hale gelir. 1948 yılında Polaroid, alışagelenden farklı olarak ilk anlık fotoğraf makinesini ortaya çıkarır.

İlk dijital fotoğraf makinesi ise1988 yılında geliştirildi, ancak halka satışı gerçekleşmemiştir. İlk piyasaya çıkışı 1991 yılında Kodak (Kodak DCS) tarafından olmuştur.

Dijital kameraların üretimi ve gelişmesi yıllar boyunca artmaya devam etmiştir. Günümüzde kullanımı artan akıllı telefonlara rağmen, hala önemli bir yeri olan fotoğraf makinesi insan hayatındaki en önemli icatlardandır.

KAYNAK:
http://www.harrington.edu/student-life/blog/january-2014/the-early-history-of-the-camera
http://historythings.com/the-history-of-the-camera/

Yazar Hakkında

admin