Mide bir bakıma depodan başak bir şey değildir, midemiz olmasaydı günde 3 öğün değil belki 6 öğün yemek yiyecektik. Sindirim söz konusu olduğunda ince bağırsaklar asıl sindirim organını temsil eder. Mide protein sindiriminde etkindir. Proteini parçalayarak kolay sindirebilinen polipeptit haline getirir. Nihai iş ince bağırsak tarafından yapılsa da karbonhidrat, yağlar ve besin sindiriminde de faydası vardır.

Mide dışarıdan bakıldığında parlak cilalı pembemsi bir renge sahiptir. İçten bakıldığında ise pırıltılı bir kadife gibi görünür. Boş olduğu zaman alt kaburga kemiği hizasında karın boşluğuna sıkıştırılmış sönük bir balona benzer. Dolu olduğa zamansa vücudun bir yanından öte yanına uzanmış üst kısmı büyük alt kısmı küçük küt bir J harfine benzer. Ortalama bir insan 2 litrelik bir mideye sahiptir.

Mide iç dokusunda 35 milyon kadar bez vardır. Bu bezler günde 3 litre kadar hidroklorik asitten ibaret olan mide suyu salgılarlar. Bu asit protein sindirimini başlatan pepsin enzimini faaliyete geçirir. Pepsin olmasaydı et yemek çok zor olurdu. Mide başak enzimlerde barındırır, örneğin sütün pıhtılaşmasını sağlayarak sindirimi kolay olan çökelek ile çökelek suyu halinde ayırmayı sağlar.

Mide her besinin işlenip sindirildiği organ değildir. Yemekler ayrı tabakalar halinde midede birikmeye başlar. Büzülmeler ve hazmettirici sularla iyice karıştırılarak koyu bir çorba kıvamını alır. Bundan sonra mide altında bulunan pilor kapağına hareket başlar. Bu kapağın açılmasıyla ince bağırsakların ilk kısmı olan onikiparmak bağırsağına geçiş olur.

Çok miktarda mide suyu oniki parmak bağırsağına gönderilirse buranın cidarlarını yiyip eritebilir. Ülserin en çok burada oluşmasının nedeni budur. Bu sebeple pilor kapağı onikiparmak bağırsağının nötrleştirebileceği miktarı aşmayacak kadar küçük fışkırtmalar halinde geçişe müsaade eder. Patates püresi birkaç dakikada geçerken et daha uzun sürer. Yapraklı sebzeler daha çok vakit almaktadır. Eğer ıspanak yenmiş ise yaklaşık 24 saat sürer.

Yağlı yemekler ortaya başka sorunlarda çıkarır. Sabah tereyağ, sucuk ve yağ ihtiva eden tost ile kahvaltı yapıldığında tüketilen bu fazla yağ onikiparmak bağırsağını harekete geçirir. Adele kasılmalarını yavaşlatan hormon salgılanmaya başlanır çünkü onikiparmak bağırsağı fazla miktarda yağı bir seferde işleyemez. Öğlen yemeğine oturduğunuzda halen kahvaltıda tükettiğiniz yağların sindirimiyle meşgul olmaktadır.

Mideyi yavaşlatan başka bir durumda sıcaklık durumdur. Bir porsiyon dondurma tükettiğimizde normalde 36,7 derece olan sıcaklığı 10 derece birden düşer. Mide olması gereken sıcaklığına yükselmek için her şeyi durdurur, bu yaklaşık yarım saat sürer. Bunun vücudumuza bir zararı yoktur. Karaciğer, kalp, böbrekler ve akciğer gibi organlarımız 24 saat çalışsalar da mide sadece yemek yediğimizde çalışır.

Midenin iç duvarları mukoza ile kaplıdır. Mukoza tabakası midenin kendi kendisini sindirmesini önler. Midemiz ruh halimizi de yansıtır. Kızdığımızda renksiz bir hal alır. Heyecanlandığımızda daha hızlı çalışır, bu hız heyecan durumuna göre 3 katına kadar çıkabilir. Açsak ve nefis yemek kokuları aldığımızda kasılmalar ve açlık ağrılarımız artar. Üzüntülü hallerimizde ise mide suyu salgılanması durur. Yemek yemeğe devam edilirse olduğu gibi midemizde kalır. Üzüntülü veya moralimiz olmadığı zamanlardaki şişkinlik ve rahatsızlığın bir sebebi budur.

Başka problemlerde mevcuttur. Bu haller bazen ülsere sebep olacak asit üretimini arttırabilir. Bu gibi durumlarda sık sık fakat az miktarda hafif yemekler yenmelidir. Ülser ve kanseri bir kenara bırakırsak mide oldukça dayanıklı ve kendi kendisini iyileştiren bir organdır. Mukoz tabakasında meydana gelen ufak nokta şeklindeki açıklıkları (mide yanması hissedilir) çok yemek yenmediği durumlarda hızlıca onarır. Bir balık kılçığını sebep olduğu bir sıyrığı 24 saatte onarır ki cilt üzerinde böyle bir yara oluştuğunda geçmesi çok daha uzun sürmektedir. Kokmuş bir et parçasını distile edilmiş bir suya koyduğunuzda mikroplar faaliyetlerine devam ederler, aynı et parçasını mide suyuna koyduğunuzda hazmedici maddeler mikropların çoğunu yok eder.

Biber, biraz hardal ve tupr tükettiğimizde mide iç duvarı kırmızımsı olur ve açlık hissi artar, oburluk başlar. Asit üretimi kahve, nikotin ve alkol ile de yükselir. Kahve tüketmekten vazgeçilemiyorsanzı süt katarak hafifletmeniz tavsiye edilir.

İlaç kullanmak mideye iyi gelmez. Fazla aspirin tüketimi iğne başı kadar ufak kanamalara sebep olur. Sık sık ilaç kullanılmıyorsa korkulacak bir durum yoktur. İçten gele bir takım gurultuların da sebebi sadece mide değildir. Midemiz, kaslardan oluşan içi boş bir organdır. Sürekli olarak kasılır, gevşer. Bu hareketler sindirimin gerçekleşmesine yardımcı olur. Ancak mide boş olduğunda da bu kasılmalar devam eder. Kasılma hareketleri sırasında mide duvarları birbirine sürtünür. Mide duvarlarının birbirine sürtünmesi sonucunda çıkan sesleri biz gurultu olarak duyarız. Gurultu daha çok karnımız acıktığında oluşur. Çünkü midemiz boş olduğunda içinde bulunan hava da bir gurultu kaynağı olur. Açken mide hareketleri oluştukça hava kabarcıkları da hareket eder. Sonuç olarak guruldama sesi çıkar. Ayrıca bu gurultu sesleri mideden olduğu kadar ince bağırsaklardan da kaynaklanabilir ve bu sesler ince bağırsaktan da gelir. Geğirdiğimiz zamanlarda da ya karbonatlı içecek tüketmişiz ya da lokmaları çiğnemeden hızlı hızlı havayla beraber yutmuşuzdur.

Yemek uygun şekilde yenmez veya alkol alınırsa kusma işlemi gerçekleşir. Burada emri beyin verir, bu emirle karın ve göğüs kasları mideyi sıkıştırmaya başlar ve yemek borusun alt kısmında bulunan mide üst kapağı iyice açılır ve kusma başlar.

Reader’s Digest

Yazar Hakkında

admin

Leave a Comment