Kalp ile birlikte vücudun en önemli organı ve kanın kökeni olarak bilinmektedir. Bazı batı kökenli dillerde karaciğer ve hayat kelimeleri aynı kökenden gelmişlerdir. Vücut karaciğersiz çalışamaz. Vücudun en büyük organı olan karaciğer yetişkin bir insanda yaklaşık 1,5 kg ağırlığa sahiptir. Kaburga kemikleriyle korunmakta olup karnımızın sağ üst kısmını doldurmaktadır. Vücudun bir nevi şefi gibidir, 500 den fazla görevi vardır. Denetleme, yapımcı, beslenme uzmanı, ana depo müdürü, enerji sağlayıcı, kandan sorumlu müdür, kan dolaşımı güvenliği sorumlusu ve bir sürü görevi vardır. Spor yaptığımızda kaslara enerji sağlamak için yakıt temin eder, kahvaltıda tüketilen yağlı besinlerin hazmedilmesini sağlar veya gece gözün görmesine yardım eden vitamini üretir.

Yaptığı bir sürü ürettiği 1000 den fazla enzim sayesinde gerçekleştirir Pıhtılaşmayı sağlayan karaciğerdir, bu sayede parmağımız kesildiği zaman kanamamız durmaktadır. Bağışıklık maddeleri olan globulin ve damar tamir grupları olan protenide üretir. Hastalıktan koruyan antikorlar üretir, tükettiğimiz etlerdeki proteinler (aminoasitler) direk kanımıza karışsaydı zehir etkisi oluştururdu. Bu aminoasitleri vücuda yararlı proteinlere de karaciğer dönüştürür. Vücudun ihtiyacından fazlalık olursa bunu üreye çevirir ve böbrekler aracılığıyla dışarı atılır.

Böbrek üstü bezleri karaciğeri şişirecek kadar fazla tuz tutan hormon salgılayabilir, karaciğer bu fazlalığı imha eder. Kalp için de emniyet kemeri görevini yerine getirir, üst tarafındaki karaciğer toplardamarı (hepatik ven) doğruca kalbe gider. Buradan kalbin hareketini güçleştirecek büyük bir kan kütlesi gelirse kanla dolarak sünger gibi şişer. Sonra kalbi rahatsız etmeyecek şekilde kütleyi düşürerek dışarı verir.

Zehirlere karşı en büyük savaşçıdır. Nikotin, kafein ve ilaç gibi zehirleri yok eder. Damarlardan gelen zehirli maddeleri bulup imha eder. Karaciğer kanın kendisinden geçişi sırasında 6-10 saniyede zehirleri almaktadır. Alkolü parçalayarak karbondioksit ve suya dönüştürür. Karaciğer görevini yapmasa kanda öldürücü düzeyde alkol birikir. Bir saat içinde küçük bir şişe birayı zararsız hale getirebilir, fazlası alındığın da bu görev bitinceye kadar çalışır.

Vücut için meydana gelen bazı maddeler fazla birikirse zehirli olurlar. Spor yaptığımızda kaslarımız glikoz yakar ve zehirli olabilecek laktik asit meydana gelir. Laktik asit vücut tarafından dışarı atılmaktansa daha sonra kullanılmak üzere glikojene karaciğerde dönüştürülür.

Çikolata tüketildiği zaman şekeri bağırsakta kan şekerine yani glikoza dönüştürür. Bu glikozdan fazla miktarı kan dolaşımına girseydi komaya girip sonucu ölümle dahi sonuçlanabilirdi. Bu durum diyabetli hastaların insulin eksikliğindeki yaşadığı durumdur. Karaciğer fazla glikozu nişasta gibi glikojen çevirip stok yapar. Açlık durumlarında glikojeni tekrar glikoza çevirip kanı besler ve açlık kan şekerimizin dengede kalmasını sağlar. Karaciğerin vücuttan uzaklaştırılması durumunda şeker yetmezliğinden dolayı birkaç saatte ölüm görülmüştür.

Karaciğer aynı zamanda vücutta önemli görevleri olan demirin depolandığı organdır. Vücudun en gelişmiş deposudur. Tüm minareleri, proteinleri, normalde az miktarda yağı ve vitaminleri depolar. İhtiyaç duyulduğunda da en kısa yoldan maddeyi ortama ulaştırır.

Her saniye 10 milyon alyuvar ölür ve bunların yerine yenileri lazım gelir. Parçalanma sonucu işe yaramayan alyuvarları toplar ve yeni alyuvarların yapımında kullanılmak üzere depolar. Karaciğer ve dalak ölen alyuvarların yerine yenilerinin üretildiği yerdir. Bunların bir miktarını da sindirim sıvısı olan safra salgısı üretiminde kullanır.

Bu sıvı karaciğerden safra kesesine buradan da mide ile ince bağırsak bağlantı noktası olan onikiparmak bağırsağına geçer. Yemek zamanında büyük yağ tanecikleri sindirilip su da eriyebilecek küçük tanecikler haline safra salgısıyla olur. Safra aynı zamanda kanalları tıkayabilecek yağ birikintilerinin de yıkımını sağlar.

Karaciğerden yavaş yavaş safraya akıtılan safra suyu iki pigment içerir. Bunlardan biri bilurubin (kırmızı safra) diğeriyse biliverdindir (yeşil safra). Bazı durumlarda bu pigmentler fazla miktarda kana karışır ve sarılık meydana gelir. Derinin ve gözlerin sararması bundandır. Sarılık vücutta işlerin yolunda gitmediğinin bir işaretidir.

Karaciğerin muhteşem bir yenileme yeteneği vardır. Hastalık karaciğerin %85’ini bile tahrip ettiği zaman görevlerini yapmaya devam eder. Kanser cerrahisinde olduğu gibi %80’ini kesilmiş olsa bile normal çalışır. Organların çoğunun yapamayacağı bir şeyi de yapar, kendisini yeniden imar edip eski normal haline birkaç ay içinde gelebilir.

Hepatit hücrelerinin milyonlarcasını yok eder. Bu virüs enfeksiyonu birkaç hafta içinde geriler ve yok olur. Karaciğer oluşan hasarı tamir etmeye devam eder ve çoğu bu gibi durumlarda vücudu normale döndürür.

Yağ sızıntıları ciddi bir duruma sebep olur çünkü yağ çalışan hücreleri yerinden eder. Yağ kan dolaşımına karışabilir ve hayati organların tıkanmasına sebep olabilir. Fazla miktarda yağ birikirse karaciğer alarma geçer. Bundan başak yağ normal doku yerine işe yaramaz doku fibrözün geçmesine de sebep olur. Karaciğer bu durumda büzülmüş, sert, yumrulu ve sarımsı bir hal alır. Bu durum siroz hastalığıdır.

Enfeksiyon, arsenik veya başka bir ilaçla zehirlenme siroza sebep olabilir. Siroza sebep olacak en kötü iki şey kötü beslenme ve alkoldür. Günde 300 veya 400 gram rakı veya başka alkollü içecek türken bir insan yağlı karaciğere ve sonuçta siroz hastalığına yakalanacağından emin olmalıdır.

Sebepsiz yorgunluk, iştah kaybı, zayıflık, karında şişme hissi karaciğer rahatsızlığına haberci olabilir. Vücudun üst kısmında örümcek şeklinde genişlemiş damarlar fark edilir veya sarılık meydana gelirse derhal doktora gidilmelidir.

Siroz olsa bile yüksek proteinli bir diyet uygulanarak, bol vitaminli yiyecek ve alkol tüketilmesine son verilerek tedavi mümkündür. Bu gibi durumlara düşmemek için şişmanlamamaya özen gösterilmeli, özellikle B vitaminli yiyeceklerle beslenmeye çalışılmalıdır.

Karaciğer Rahatsızlığı Habercileri

1.Yaraların çok yavaş iyileştiği ve deride devamlı iltihap görüldüğü durumlar

2.Kılcal damarlar deri altında örümcek şeklinde noktacıklar meydana getirdiyse

3.Avuç içinde kırmızı lekeler varsa

4. Karın ve bacak bölgelerinde su varmış gibi şişme oluşmuşsa

5.Karın bölgesindeki kıllar ve tüyler dökülüp yerine yenileri çıkmıyorsa

6.Göğüslerde yağlanma artarsa

7.Kısa zamanda yorulmak ve hayattan zevk almamak

8.Kaburgaların hemen altında sağ taraftan karın boşluğuna bastırılıp bırakıldığında acı duyuluyorsa

9.Karın bölgesinin sağ üst tarafında sürekli bir ağrı duyuluyorsa

10.İdrar rengi koyu ve dışkı rengi açıksa

Yukarıdaki ihtimallerden birden fazlasına evet demeniz halinde derhal uzman bir doktora gidiniz.

Reader’s Digest

Yazar Hakkında

admin

Leave a Comment